Efsane Futbolcunun Şimdiki Durumu
Sedat Balkanlı'nın kahreden dramı
06 Mayıs 2008 Salı 12:16
Sedat 9 yıldır yatağa mahkum. Eşi Şükran ve çocukları ise herşeyleri. Şükran Hanım yaşadıkları dramı Sabah'a anlattı.
Kocası; bir zamanların ünlü futbolcusu Sedat. Ve Sedat artık yatalak... 9 yıldır makinelere bağlı yaşıyor vekonuşamıyor. Ama Şükran Balkanlı, bu duruma isyanedeceğine; "O benim kocam! Çocuklarla ilgili kararları overiyor, ailenin düzenini o sağlıyor. Doğum günlerimi hiçunutmuyor. Bana, her gün beni sevdiğini söylüyor. Bunlarbana yeter!" diyor... Sedat bütün bunları nasıl mı yapıyor? Bir beyaz kağıdın üzerine dizilen harflere ve sayılara göz kırparak...
Sedat Balkanlı ve Şükran Balkanlı 20 yıllık evli. Sedat son 9 yıldır tamamen felç. Aklı başında, zihinsel hiçbir problemi yok ama yalnızca gözlerini hareket ettirebiliyor. Bırakın konuşmayı son 9 yıldır tek bir ses çıkartamıyor, kıpırdayamıyor, karnından besleniyor ve makineye bağlı olarak nefes alıyor. Efsanevi Fenerbahçeli futbolcu Sedat, bu Sedat... Eşi Şükran Balkanlı hala ona sırılsıklam aşık... Gözleriyle konuşuyorlar, hatta gözleriyle karıkoca kavgası bile ediyorlar. Sedat Şükran'ına, "Şişmanladın, komatko oldun" diyor. Şükran Balkanlı ise Sedat'a; 'Neden çocuklara maça gitmek için izin verdin? Dersleri vardı' diye bozuluyor. Özel günlerde Sedat, Şükran Hanım'a çiçekler gönderiyor ve mücevherler alıyor. İkili bazen birlikte sabahlara kadar oturup, çocuklarının büyüdüğünü hayal ediyor.
Bütün bunları nasıl mı yapıyorlar; bir kağıda yazılı alfabe ile... Şükran Balkanlı'nın eşine benzerine zor rastlanan bir hasta yakını olarak anlattıkları; benim hıçkıra hıçkıra ağlamama neden oldu. Sonra bu metanetli kadının yanında ağladığıma utandım... Onun Sedat'la ilişkisi tam bir film gibi... Kısa ziyaretimde bana Sedat'la konuşmayı öğretti, hayatın o kadar da zor olmadığını gösterdi. Sedat'la gözleriyle konuştuk. Bana, "Eski arkadaşım spor yazarı Gürcan Bilgiç'e selam söyle" dedi.
Şükran Hanım, yaşadıkları sıkıntıya tek başına direnmelerinin mümkün olmadığını söylüyor. Aziz Yıldırım'ın sürekli yanlarında olduğunu ve her türlü desteği sağladığını belirtmeden geçemiyor.
Şükran Hanım'ın en büyük korkusu ise Sedat'la iletişimi tamamen kaybetmek. ALS hastası Suna Kıraç'ın gözleriyle komut edip konuşmak için kullandığı bilgisayardan Sedat da almış. Sonra gözleri de bozulur diye korkup, Trabzonsporlu İsmail'e vermiş. Artık ona kağıt yetiyor. "Ya gözleri bozulursa" diye tahmin yürütürken içi içini yiyor.
İsyan ettiğiniz oluyor mu sorusuna Şükran Hanım'ın cevabı net: "Özlemlerim oluyor. "Bazen dışarıda sarmaş dolaş karı-kocalar görüyorum ve gözlerim doluyor. Sedat'ı çok özlüyorum. Ben onu öpüyorum, o beni öpemiyor. Yanağımı dudağına koyuyorum; öpme hissi dahi yok. Çocuklar kucağına yatıyor, yanına uzanıyor, ona sarılıyor. Babalarının da onlara sarılmasını istiyorlar. Ben elini alıyorum ve çocukları sarıyorum. Bunları yapamamak hem benim için zor, hem de çocuklar için. Tabii en çok da Sedat için."
Peki Sedat bu kadar acıya nasıl dayanıyor. Ölmeyi istediği hiç olmuyor mu? Şükran Hanım bu konuda verdiği cevap, sağlıklı bir şekilde yaşayan ve hayattan umudunu kesenlere ders olacak nitelikte:
"Hiç istemedi. İnanın o kadar yaşamak istiyor ki! Dört elle yaşama bağlandı. Bazı geceler sabahlara kadar oturup birlikte hayaller kuruyoruz. Bir gecede büyük bir tekstil firması kurduğumuzu düşünüyoruz mesela. Bu hayaller Sedat'ı çok güzel ümitlendiriyor. Ötenazi filan bize çok ters! Ne Sedat, ne de biz ağzımıza bile almayız!"
__________________
|