BEN HEMŞEHRİMİZ İ.TORAMANIN DA GELECEĞİN YILDIZLARINDAN OLACAĞINI DÜŞÜNÜYOR VE 01.01.2006 SABAH GAZETESİNDE KENDİSİYLE YAPILAN RÖPORTAJI SUNUYORUM.TEBRİKLER İ.TORAMAN SANA ŞIMARMADIN,ASLINI İNKAR ETMEDİN,HEP BÖYLE KAL.HER ZAMAN KALBİMİZDESİN.
^^Siyah-beyazlı takımda sahada iki İbrahim var. Ama karışıklık yaşanmıyor. Çünkü herkes ona Toraman diyor. Sivaslı olmasıyla gurur duyuyor. Aradığı aşkı bulunca evlenmek istiyor. 15 yaşından beri gurbet ellerde, annesinin dayağını bile özlüyor. Başka? İşte o da bu röportajda... Beşiktaş'ın defansında görev yapan ancak iyi bir gizli golcü olduğunu da ispatlayan İbrahim Toraman anlattı, biz yazdık...
* Başarısızlık bütün takımındır. Takımda özellikle defans çok uyumlu olmak zorunda. İstikrar olmazsa olmazların başında. Biz bunu bir türlü yakalayamadık. Ama sorun bence defansta değil. İstatistiklere bakalım... Lig lideri Fenerbahçe 17 gol yemiş, biz 19... Fenerbahçe 43 gol atmış, biz 24... Onların 80. dakikadan sonra çevirdiği maç çok... Beşiktaş'ın sorunu yediklerinde değil, attıklarında...
HAKAN ŞÜKÜR ZORLUYOR
* Yediğimiz goller basit ve kolay olabilir. Diyelim ki bir maçın başında gol yedik. Daha geride 80 dakika var, maçı çeviremiyoruz. Fark burada, golcülerde. Herkes doğruları konuşsun.
* Takım olarak istikrar şart. Kötü takım değiliz. Ancak sorumluluk paylaşılmazsa, hücumda işini eksik yaparsan sonuç budur.
* Fenerbahçe Türkiye liginde kazanmayı biliyor. 70. dakikada bile rahatlar. Bu da onlara güven veriyor. Bu hava bizim takımda yok.
* Hiçbir forvetten çekinmem ama Türkiye'de beni en zorlayan forvet Hakan Şükür. Farklı bir futbolcu. Hava toplarında etkili, gol zamanlamasından önce ani çıkışları var. Hep koşuyor. Diğer arkadaşlarına yer açmak için oyunlar oynuyor. Dikkatli olmazsanız kademeyi kaybedebilirsiniz.
* İki gol attığım G.Saray maçında Ümit Karan'la bir itişmemiz olmuştu. Yaptığı tek şey rakibin dengesini bozmaktı. Onu sahadan çıkarttım. Maçı kazanamadık ama ben mücadelemi onu dışarı çıkartarak kazandım. İddia ediyorum, her seferinde kazanırım.
* 2005 yılında 3 hocayla çalıştık. Üçü de iyi insanlardı. Del Bosque sakin ve içten biriydi. Rıza hocayı anlatmaya gerek yok. Tigana'nın da duruşuyla, tavırlarıyla kendini sevdiren, özgüveni olan bir yapısı var.
* Tigana insan olarak çok iyi. Çok samimi. Dışarıdan soğuk gözükebilir ama bizimle içli dışlı. Bir gülüşü var, evlere şenlik. Bazen gülerken kopuyor, dünyayla ilişkisini kesiyor. O anda biz de kopuyoruz. Sahada ise çok disiplinli. Ondan taviz yok. Genç oyuncuların Tigana ile çalışması şans. Ben de gencim ve kendimi şanslı hissediyorum.
* Avrupa hedefim var. Tigana'dan Avrupa ile ilgili güzel şeyler duydum. Kendimi daha çok geliştirmem gerek. Hem saha dışında dil olarak, hem de saha içinde. Beşiktaş'ta 1.5 yıl daha sözleşmem var. Sonra Avrupa'da iddialı bir takımda oynamak isterim. İspanya, İngiltere, belki İtalya.
* İstanbul'da tek başıma yaşamaya alıştım. Ailem Sivas'ta. Fırsat buldukça gidiyorum ya da onlar geliyor. Herkes doğduğu şehri sever. Sivaslı delikanlıdır, sıcaktır, samimidir. Sivaslı olmaktan gurur duyuyorum.
* 15 yaşında Sivas'tan ayrıldım. Babam çok mülayim biri, annem daha serttir. Bazen hata yaptığımda haşlardı. Bir iki tane geçirirdi (gülüyor). 8-9 yıldır ondan da mahrum kaldık.
HÜZÜN YILIYDI
* 2005 yılı bizim için hüzün yılı oldu. Hedeflerimizi gerçekleştiremedik. Şampiyon olamadık. UEFA'da devam edemedik. Bu yıl erkenden havlu attık. Ayrıca hayalini kurduğumuz 2006 Dünya Kupası finallerine gidemedik. Bizim gibi 23-24 yaşında gençler için deneyim kaybı oldu. Ama her zorluk bir güzellik doğurur. Beşiktaş'ın yeni yılda iyi işler yapacağına inanıyorum.
* Takımda herkesle aram iyi ancak Pancu'yu çok seviyorum. Takımda İbrahim'ler karışmıyor. Zaten bana Toraman diyorlar. ^^
__________________
::P
|